G. ZİKİR VE MURÂKABESİ

  “Îmân edenlerin, Allâh’ın zikri ve Hak’tan gelen (Kur’ân) ile kalplerinin huşû bulacağı vakit henüz gelmedi mi?” el-Hadîd 57/16 Cenâb-ı Hak Kur’ân-ı Kerîm’in bir çok yerinde, kurtuluşa erebilmek için kendisini zikretmemiz gerektiğini hatırlatarak: “Ey îmân edenler Allâh’ı çok çok zikredin! Onu sabah akşam aralıksız tesbih edin!” buyurmaktadır. (el-Ahzâb 33/41-42) Ayakta, … Devamını Oku

H. ALLÂH’A YAKARIŞI

“Rabbinize yalvara yakara ve sessizce dua edin.” el-A‘râf 7/55 Resûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-, her ânını Rabbi ile berâberlik şuuru içinde geçirirdi. Allâh’ı en çok bilen ve tanıyan Efendimiz, aynı zamanda O’ndan en çok korkan ve O’nun azametini en iyi idrâk eden kimse idi. Bu sebeple, ibâdetleri ve duâları, hep … Devamını Oku

IV. PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN ZÜHD HAYÂTI

Ehl-i dünya dirhem ü dînâr ile eyler ferâh Ehl-i ukbâ ülfet-i ağyâr ile eyler ferâh Mâsivâya eylemez hiç iltifat Hak âşığı Neylesin ağyârı ol Dildâr ile eyler ferâh Kuddûsî Allâh’ın rızâsı ve âhiret karşısında dünyevî nimet ve lezzetlerin, âdetâ gözden ve gönülden düşmesi şeklinde ifâde edebileceğimiz zühd, dînî hayâtımızın ve … Devamını Oku

A. DÜNYÂ VE ÂHİRET HAYÂTINA BAKIŞI

Kurdun en çok iştahını kabartan şey, kuzudur. Kuzu da en çok kurttan korkar ve ürker. Ancak garip olan, kuzunun kurda gönlünü kaptırmasıdır. İşte insanın dünyâ malına muhabbet duyması da buna benzer. Dünyâ ve mâsivadan yüz çevirip Allâh’a yönelmek, Kur’ân-ı Kerîm’de “tebettül” olarak ifâde edilmiştir. (el-Müzzemmil 73/8) Dünya ve âhiret arasında … Devamını Oku

1. Dünya Hayâtının Misâli

Kur’an-ı Kerîm’de de dünyâ hayâtının geçici oluşundan, asıl ve ebedi hayâtın âhirette gerçekleşeceğinden sık sık bahsedilmektedir: “Dünyâ hayâtının misâli şudur: Gökten indirdiğimiz su sâyesinde, insanların ve hayvanların yediği bitkiler yetişip birbirine girmiştir. Nihâyet yeryüzü zînetini takınıp rengârenk süslendiği ve halkı da (Allâh’ı unutup) kendilerini onun hakîki sâhibi zannettikleri bir sırada, … Devamını Oku

2. Ashâb-ı Kirâmdan Zühd Örnekleri

Peygamber Efendimiz’in dünyâ ve âhiret hayâtına bakışıyla ilgili bu tür söz ve tavırlarının yanı sıra, onu örnek alan güzide ashâbının nasıl bir hayâta razı olduklarını gösteren rivâyetler de oldukça mânidardır. Meselâ, onun en yakın dostu Hz. Ebûbekir, Kureyş’in önde gelen servet sâhiplerinden biri olmasına rağmen mütevâzi bir hayât sürmüştür. O, … Devamını Oku

B. PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN GEÇİM TARZI

“Allâhım! Muhammed’in ehlinin rızkını ihtiyaç miktârı kıl.” Müslim, Zekât, 126 Resûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-’in Mekke’de iken hayâtını idâme ettirmek için kendine has imkânları mevcuttu. Medine’de ise geçim kaynağı fey ve ganîmet[1] malları idi. Ne var ki Resûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-’e ait bu gelir kaynakları, hayâtının her safhasında bir … Devamını Oku

1. Uzun Süre Aç Kalması

Allâh Resûlü zaman zaman yokluk sebebiyle uzun süre açlık çekmiş, varlık zamanlarında da irâdî olarak azla yetinerek, elindekileri dâima ihtiyaç sâhiplerine infâk etmiştir. Efendimiz’in bu vasfı, onun zühd hayâtının esâsını teşkil eder. Ebû Talha -radıyallâhu anh- anlatıyor; “Resûl-i Müctebâ Efendimiz’e açlıktan şikâyet ettik ve karınlarımızı açıp gösterdik. Herkes karnına bir … Devamını Oku

2. Evindeki Sâde Hayâtı

Allâh Resûlü, Medîne’ye hicretinden sonra Ebû Eyyûb el-Ensârî’nin evinde geçici bir süre ikâmet etmiş, ardından da Mescid-i Nebevî’nin hemen bitişiğinde inşâ edilen odalara yerleşmiştir. Başlangıçta bu odaların iki adet olduğu söylenir. Bunlardan biri Sevde validemize, diğeri ise henüz evlenmediği nikâhlısı Hz. Âişe’ye aitti. Ayrıca Efendimiz’in, henüz evli olmayan iki kızı … Devamını Oku

3. Giyim-Kuşamı

Peygamber Efendimiz’in hayatının hemen her alanı gibi, giyim kuşamı da, başta hanımları olmak üzere, sahâbîler ve bütün Müslümanlar için ilgi konusu olmuştur. Dolayısıyla onun neleri giyip giymediği, hangi çeşit giyecekleri tavsiye edip hangilerinden sakındırdığı üzerinde önemle durulmuştur.