N. ÎTİDÂLİ

“Îtidâl, teennî, hal ve gidişce iyi olmak peygamberliğin yirmi beş cüz’-ünden biridir.” Muvatta, Şaar, 17 Îtidâl; bir şeyin kemiyet ve keyfiyet itibariyla iki hal arasında, doğru, düzgün, müstakîm ve mütenâsib olması demektir. Denge, tabiîlik, istikrâr, uygunluk, zindelik mânalarını da ifâde eder. Îtidâl, ifrat ve tefrite kaçmadan orta bir yaklaşım tarzını … Devamını Oku

O. SIDK ve İSTİKÂMETİ

İstikâmet ehli hıfz-ı Hak’tadır ermez ziyân Ânın içün serv’i incitmez beyim bâd-ı hazân[1] Aziz Mahmûd Hüdâyî Sıdk; doğruluk, dürüstlük, istikâmet, adalet üzere olmak, din ve akıl dâiresinde yürümek demektir. Sıdk, sözün öze ve haberin kendisinden haber verilen şeye mutâbık olmasıdır. Sıdk sâdece sözde değil; niyet, irâde, azim ve amelde de … Devamını Oku

Ö. İSTİĞNÂSI (GÖNÜL ZENGİNLİĞİ)

“Tevâzu ve istiğnâ bereketiyle dünyânın en rahat insanıyım. İki gözüm de lezzetler âlemine kapalıdır.” Es’ad Erbilî, Dîvân, s. 51 İstiğnâ; gözü tok, gönlü zengin olmak, başkasına muhtâç olmamak, sâhip olduğu şeye kanâat edip, insanlardan bir şey beklememek ve ihtiyâcını başkalarına söylememek demektir. Bu şekilde davrananlara “müstağnî” denir. İstiğnâ, insanlara ve … Devamını Oku

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ÂDÂB-I MUÂŞERETTE ÜSVE-İ HASENE

Dînin mükemmel bir şekilde yaşanabilmesinin şartı, ancak âdâb-ı muâşerete riâyetle mümkündür. Âdâb, “edeb” kelimesinin çoğulu olup iyi ahlâk, güzel terbiye, utanma, zerâfet, usluluk, insanlara kavlen ve fiilen güzel davranışta bulunmak demektir. Muâşeret ise insanların arasına karışmak, onlarla beraber olmak ve hoşça geçinmektir. Kısaca âdâb-ı muâşeret, insanlar tarafından hüsn-ü kabûl gören … Devamını Oku

A. YEME İÇME ÂDÂBI

Etibbânın budur pend ü kelâmı Sakın ifrât ile yeme taâmı[1] Firdevsî-i Rûhî Hayatın her ânında edebe riayeti şiâr edinmesi gereken Müslümanın, yeme içmesi de nebevî sünnete uygun olmalıdır. Yeme içme ihtiyâcı karşılanırken, helâl yoldan beslenmeye ve israftan kaçınmaya özen gösterilmesi emredilmiştir. İslâm toplumunun kendine mahsus bir sofra kültürü ve beslenme … Devamını Oku

1. Yeme Âdâbı

Yemeğe oturmadan önce ve yemekten sonra eller yıkanmalıdır. Bu, temizlik ve sağlık açısından oldukça önemlidir. Hadis-i şerîfte; “Yemeğin bereketi, yemekten önce ve sonra elleri yıkamaktadır.” (Tirmizî, Et‘ime, 39) buyrularak bu duruma işâret edilmiştir. Yemekten önce ellerin yıkanması kirleri, sonra yıkanması ise bulaşan yağ ve benzeri şeyleri temizler. Nitekim Efendimiz şu … Devamını Oku

2. İçme Âdâbı

Allâh Resûlü’nün sünnetinde yemek yemenin olduğu gibi su ve benzeri meşrûbâtı içmenin de âdabı vardır. Buna göre su, mümkün olduğu kadar içi görülebilecek bir kaptan içilmelidir. Resûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem- içerisinde zararlı maddeler bulunabileceği endişesiyle, büyük su kabından ağızla su içmeyi yasaklamıştır. (Buhârî, Eşribe, 23) Su içerken besmele çekilerek … Devamını Oku

B. GİYİM KUŞAM ÂDÂBI

“Takvâ elbisesi ise daha hayırlıdır.” el-A’râf 7/26 İnsan için yeme içme ne kadar zarûrî bir ihtiyaç ise giyinmek ve toplum içinde güzel bir görünüme sâhip olmak da o derece önemlidir. Vücûd, ancak giyim kuşam yoluyla hâricî tesirlerden korunur, ayıplardan kurtulur ve güzelliğini kemâle erdirir. Aslında örtü, zerreden küreye kâinâtın hemen … Devamını Oku

C. TEMİZLİK ÂDÂBI

“Müslümanın rûhu, bedeni, evi ve çevresi, Allâh Resûlü her an ziyâretine gelecekmiş gibi tertipli ve düzenli olmalıdır.” Dinimiz, temizliğin önemi ve gerekliliği üzerinde ısrarla durmaktadır. Cenâb-ı Hak: “Şüphesiz Allâh, çok tevbe eden ve çok temizlenenleri sever.” (el-Bakara 2/222) buyurarak hem tevbe ederek mânevî temizliğe hem de maddî temizliğe ehemmiyet veren … Devamını Oku

1. Hadesten Temizlik

“Hades”ten temizlik gözle görülmeyen ancak bedende hükmen var olduğuna inanılan pisliklerden kurtulmaktır. Bu temizlik, duruma göre abdest veya gusül ile gerçekleştirilir. Bu çeşit temizlik, maddî kirleri gidermek ve beden sağlığını korumak gibi bir çok faydayı ihtivâ etmekle birlikte, kendisi de başlı başına bir ibâdet olup diğer ibâdetlere hazırlık hükmündedir. Allâh … Devamını Oku