E. HER FIRSATI DEĞERLENDİRMESİ

Peygamber Efendimiz, İslâm’ı tebliğ vazîfesini yüklendiğinde başarıya ulaşabilmek için en güzel metot ve vâsıtaları kullanması gerektiğini ve bütün mesâisini bu işe tahsîs etmesinin zarûrî olduğunu biliyordu. Allah’ın dînini insanlara anlatabilmek için çâreler ve fırsatlar îcâd etmesi gerekiyordu. Bu sebeple ele geçirdiği her fırsatı değerlendirdi ve insanlara ulaşabilmek için muhtelif vesîleler … Devamını Oku

F. KOLAYLAŞTIRIP ZORLAŞTIRMAMASI

“Allah, sizden ağır teklifleri hafifletmek istiyor. Çünkü insan zayıf yaratılmıştır.” en-Nisâ 4/28 Kıyâmete kadar yegâne hak din olarak devam edecek İslâm’ı, bütün zaman ve mekânlarda insanlara ulaştıracak ve emirlerini onlara duyuracak tebliğcilerin, bilmesi ve uyması gereken esaslardan biri de kolaylaştırmaktır. Kur’ân-ı Kerîm’de ve Peygamber Efendimiz’in hadislerinde, dinin kolaylık olduğu birçok … Devamını Oku

G. MÜJDELEYİP NEFRET ETTİRMEMESİ

Garkeder âlemleri bir katre âb-ı mağfiret Var kıyâs et vüs’at-ı deryây-ı rahmet neydiğin11                                                                                                                                                                                     Bâkî İnsanlara bir şeyi sâdece korku vâsıtasıyla kabul ettirmeye çalışmak, berâberinde nefreti getireceğinden, müjdelemeyi öncelikle şiâr edinmek gerekmektedir. Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de sâdece korku unsuru kullanılmamış, aksine cennet ile cehennem, mü’min ile kâfir, iyi ile kötü … Devamını Oku

H. İLÂHÎ AZÂBA KARŞI UYARMASI

Kıl tevbe seyyiâtına gözler kapanmadan Vaktiyle gör hisâbını defter kapanmadan                                                                                                                                                              Bursalı Mustafa Huldî Allah Resûlü’nün vazîfesi, insanlara hakîkatleri öğreterek onları cennetle müjdelemek ve cehennem azâbından sakındırmaktır. O, cennet müjdesi ile Allah’ın emirlerine boyun eğmeyen kimseleri, azâb ile korkutarak İslâm’a dâvet etmiştir. Çünkü korku unsuru insan üzerinde daha etkilidir. … Devamını Oku

III. PEYGAMBERİMİZ’İN TEBLİĞ ve DÂVET VÂSITALARI

Fahr-i Kâinât Efendimiz; “Ey örtüsüne bürünen (Habîbim), kalk ve inzâr et!” (el-Müddessir 74/1-2), “Ey Resûl! Rabbinden sana inen vahyi tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O’nun elçiliğini yerine getirmiş olmazsın…” (el-Mâide 5/67) ilâhî buyrukları gereği Allah Teâlâ’nın dinini tebliğe başlamış, insanları dalâletten kurtarıp ebedî saâdete eriştirme yolunda kendini helâk edercesine bir … Devamını Oku

A. KUR’ÂN-I KERÎM

“…(Ey Habîbim!) Sen, azâbımdan   korkanlara Kur’ân ile öğüt ver!”                                                                                                                                                                   Kâf 50/45 Peygamber Efendimiz’in tebliğinin esâsını ve ana çerçevesini Kur’ân-ı Kerîm teşkil etmiştir. Allah Resûlü’nün özlü ifadesiyle: “Kur’ân-ı Kerîm: 1) Vukû bulacak her türlü fitneye karşı insanı selâmete erdiren, 2) Önceki toplumların haberlerini, sonrakilerin durumlarını, insanlar arasında meydana … Devamını Oku

B. MU’CİZELERİ

Bâkî mu’cizelere ne hâcet vasf-ı hak isbâtına Câhil iken el, senin ilmin yeter bürhân sana15                                                                                                                                                                                     Fuzûlî Mu’cize, Allah Teâlâ’nın izniyle peygamberlerin ellerinde vukû bulan ve muhatapları, benzerini getirmekten aciz bırakan hârikulâde olaylardır. Kur’ân-ı Kerîm, peygamberlerin tebliğ ve dâvetlerini kabul ettirebilmek için bir kısım mu’cizeler göstermek mecbûriyetinde kaldıklarını bildirmektedir. … Devamını Oku

C. ÖRNEK HAYATI

Revîşi pâk gerek da’vî-i İslâm edenin17 Eşrefoğlu Rûmî Allah’a dâvette tebliğin en mühim vasıtalarından biri, dâvetçinin medh ü senâya lâyık davranışları, yüce vasıfları ve temiz ahlâkı ile ortaya koyduğu örnek yaşayışıdır. Dâvetçi, insanların İslâmî esasları kendisinde görüp okuduğu açık bir kitap gibi olmalıdır. Bu sebeple İslâmî tebliğ ve dâvetin başarıya … Devamını Oku

D. YETİŞTİRDİĞİ MUALLİM ve MÜBELLİĞLER

“Yâ Resûlallâh! Bize dînimizi öğretecek ve     Kur’ân’ı okutacak bir muallim gönder!”                                                                                                                                         Hamîdullâh, el-Vesâik, s. 52 Resûlullâh -sallallâhü aleyhi ve sellem-, fiilî ve sözlü teblîğâtıyla İslâm’ı bizzat insanlara ulaştırırken yetiştirdiği muallim ve dâvetçiler vasıtasıyla daha şümullü bir tebliğ faaliyetine girişmiştir. Feyizli sohbetlerinde gönüllerini kutsî ilimlerle ve manevi nûrlarla … Devamını Oku

E. MEKTUP ve ELÇİLER

“Yâ Resûlallâh! Sen bizi nereye göndermek istersen, oraya gönder. Biz senin emrini yerine getiririz!” İbn-i Sa’d, I, 264 Resûlullâh -sallallâhü aleyhi ve sellem-’in İslâm’ı cihâna yaymak için kullandığı tebliğ vasıtalarından biri de çevre ülkelerin devlet başkanlarına yazdığı mektuplar ve gönderdiği elçilerdir. Bizzat gitmeye imkan bulamadığı bölgelerin insanlarına mektuplar ve elçiler … Devamını Oku