Fahr-i Kâinât Efendimiz; “Ey örtüsüne bürünen (Habîbim), kalk ve inzâr et!” (el-Müddessir 74/1-2), “Ey Resûl! Rabbinden sana inen vahyi tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O’nun elçiliğini yerine getirmiş olmazsın…” (el-Mâide 5/67) ilâhî buyrukları gereği Allah Teâlâ’nın dinini tebliğe başlamış, insanları dalâletten kurtarıp ebedî saâdete eriştirme yolunda kendini helâk edercesine bir mücâdele ve mücâhede hayatı yaşamıştır.
Resûl-i Ekrem Efendimiz, insanlara dinin ahkâmını, emir ve yasaklarını bir kısım zarurî ve meşru vasıtalar kullanarak tebliğ etmiştir. Bunların başında Kur’ân-ı Kerîm, gösterdiği mu’cizeler, örnek yaşayışı, verdiği dâvet ve ziyâfetler, yetiştirdiği muallim ve tebliğciler, gönderdiği mektup ve elçiler gelmektedir. Allah Resûlü’nün tebliğ ve dâvet vasıtalarını iyi tahlil edip anlamak, her zaman ve mekânda İslâm’ı en güzel metotlarla insanlara ulaştırmanın yolunu bizlere öğretecek, ufkumuzu açacak ve önümüzü aydınlatacaktır.